top of page
2017 yılında Hazal Eraslan ve Rafet Sunaçoğlu tarafından kurulan Mesaidışı Mimamrlık mimari tasarımı belirli bir zaman diliminde -mesai saatlerinde- yapılan ve bu sebeple monotonlaşan ve tektipleşen bir eylem olmaktan çıkarıp, zamansız bir fikir üretme çabası haline getirmeyi amaçlar. Mesaidışı Mimarlık bu bakış açısıyla yurt içi ve yurt dışında mimari proje, uygulama ve danışmanlık hizmetleri vermektedir.
2017 yılında Hazal Eraslan ve Rafet Sunaçoğlu tarafından kurulan Mesaidışı Mimamrlık mimari tasarımı belirli bir zaman diliminde -mesai saatlerinde- yapılan ve bu sebeple monotonlaşan ve tektipleşen bir eylem olmaktan çıkarıp, zamansız bir fikir üretme çabası haline getirmeyi amaçlar. Mesaidışı Mimarlık bu bakış açısıyla yurt içi ve yurt dışında mimari proje, uygulama ve danışmanlık hizmetleri vermektedir.
Kore Savaşı Anma Alanı ve
Ziyaretçi Merkezi
Durum: Yarışma Projesi (Katılımcı)
Tip: Kültür
Ekip: Hazal Eraslan, Rafet Sunaçoğlu
Yer: Lüleburgaz
Yıl: 2019
Bugün savaş sonrası anıtları ve anma-anılma amacı güdülerek tasarlanan yapılar, çoğunlukla simgesel etki yönünden ele alınmaktadır. Oysa ki bu yapılarda gerçekleştirilen ‘anma’ eylemi simgesel bir ağırlıktan çok, dinginliğin ve yalınlığın hakimiyetinde gerçekleşen bir eylemdir. Çünkü anma eylemi ancak kişinin ‘anla’ması ile mümkündür. Anlamak – bir anda var olmak – kişinin kendi ile baş başa kalma durumu olarak yorumlanabilir. Bu kadar yalın ve doğal olan bir eylen neden simgesellikle özdeşleştirilmektedir?
Simgesellik ve yalınlık arasındaki bu ikili karşıtlık işte tam da bu noktada Kore Savaşı Anma ve Ziyaretçi Merkezi yapısının tasarım kararının temelini oluşturmaktadır. Bahsi geçen ‘ikililik’ kavramı yapıyı ve araziyi işlevsel ve kavramsal ölçeklerde ikiye böler. Bu ikiye bölünme arazinin sahip olduğu bitki dokusu yoğunluğu doğrultusunda gerçekleşir. Arazinin güney bölümünde bulunan yoğun bitki dokusu arazinin kuzey bölgelerinde oldukça azalma eğilimindedir. Bu durum projede müdahale edilen ve edilmeyen alanların tanımlanmasını sağlar. Doğal eşiklerle ikiye ayrılmış olan arazi, kavramsal anlamda ‘bağlayıcı’, kütlesel anlamda ise ‘ayırıcı’ bir köprü ile bağlanmıştır. Bu köprü bahsi geçen müdahale edilmeyen alanın sınırı niteliğindedir. Bu sınır ötesinde gerçekleşen kütlesel ve yapısal kararlar ise müdahale edilen alanın açık bir vurgusudur. Bahsi geçen köprü, kullanıcıya bu ikili karşıtlık arasında bir seçim hakkı sunar; katılma – anma.
Topografik açıdan düz olması nedeni ile tanımsız olan arazi, kuzey girişinden yapı sınırına kadar üç metre derinliğinde kazılarak bir ‘iç avlu’ tanımlanmıştır. Bu avlu yörüngesinde toplanmış olan tören alanı, etkinlik, kafeterya, sergi, amfi tiyatro gibi işlevler bu karşıtlığın ‘katılma’ yönünün temsil ederken, köprünün diğer tarafındaki kütüphane, ‘anı kabini’ gibi dinginlik içeren oluşumlar ise ‘anma – anlama’ yönünü temsil eder. Tasarımsal kararların temelini oluşturan yaklaşım yapının malzeme seçimi ve cephe tasarımını da etkilemiştir. Bu kararlar ile bir bütünlük oluşturmak amacı güderek köprünün güney tarafı tek malzeme üzerinden ilerlerken, yapının kuzeyi farklı malzeme kurguları içerir.
Bağlayıcı köprünün, bütün bu özellikleri dışında barındırdığı kentsel ve sosyal ölçeklerdeki işlevleri ile sadece arazi bazında değil şehir ölçeğinde de bir bağlayıcılık görevi görmesi öngörülmüştür. Lüleburgaz’ın kuzey sınırında yer alacak olan Kore Savaşı Anma ve Ziyaretçi Merkezi yapısı, içinde barındırdığı kütüphane, sergi, kitap paylaşım ve etkinlik alanı gibi sosyal işlevleri ile de kent ölçeğinde öngörülen kültür rotasının, konumu itibari ile bir sonu – başlangıcı olabilecek niteliktedir.













bottom of page