2017 yılında Hazal Eraslan ve Rafet SunaçoÄŸlu tarafından kurulan Mesaidışı Mimamrlık mimari tasarımı belirli bir zaman diliminde -mesai saatlerinde- yapılan ve bu sebeple monotonlaÅŸan ve tektipleÅŸen bir eylem olmaktan çıkarıp, zamansız bir fikir üretme çabası haline getirmeyi amaçlar. Mesaidışı Mimarlık bu bakış açısıyla yurt içi ve yurt dışında mimari proje, uygulama ve danışmanlık hizmetleri vermektedir.
2017 yılında Hazal Eraslan ve Rafet SunaçoÄŸlu tarafından kurulan Mesaidışı Mimamrlık mimari tasarımı belirli bir zaman diliminde -mesai saatlerinde- yapılan ve bu sebeple monotonlaÅŸan ve tektipleÅŸen bir eylem olmaktan çıkarıp, zamansız bir fikir üretme çabası haline getirmeyi amaçlar. Mesaidışı Mimarlık bu bakış açısıyla yurt içi ve yurt dışında mimari proje, uygulama ve danışmanlık hizmetleri vermektedir.
Prosteel 2015 (ÖÄŸrenci Yarışması)
Durum: Yarışma Projesi (Eşdeğer Mansiyon)
Tip: Kentsel / Kültür
Ekip: Hazal Eraslan, Rafet SunaçoÄŸlu,
Orfan Said Wali, Yasemin Kılıç, Alihan SelimoÄŸlu
Yer: Karaköy / İstanbul
Yıl: 2015
İnsanoÄŸlu varoluÅŸu gereÄŸi yaÅŸadığı alanı tanımlama, onu kendi istekleri ve ihtiyaçları doÄŸrultusunda deÄŸiÅŸtirme çabasındadır. Bu çaba içinde yaÅŸam alanının sınırlarını belirleyen insan, içinde bulunduÄŸu her alanı bir 'mekan' a dönüÅŸtürmüÅŸ, tanımladığı bu mekanlara ise iÅŸlevler yüklemiÅŸtir. Fakat hızla deÄŸiÅŸen zamanla birlikte insanın yaÅŸama/kendisine dair istekleri de deÄŸiÅŸmiÅŸ, bu sebeple 'mekan' kavramına yüklediÄŸi iÅŸlevler de bu deÄŸiÅŸme tabi olmuÅŸtur.
Her insanın artık bir 'birey' olarak toplumda yer aldığı bugünlerde, kiÅŸisel istek ve ihtiyaçlar ön plana çıkmaktadır. Bu durum topluca bulunan her mekanın artık kiÅŸi veya kiÅŸiler ölçeÄŸine inebilmesi gerekliliÄŸini doÄŸurmuÅŸtur. Åžüphesiz ki bu birey-ihtiyaç iliÅŸkisinin kentlerde yansıdığı en belirgin yerler ise kamusal alanlar/odak noktalarıdır. İnsanın tek başına veya topluca bulunduÄŸu her alan bu bireysellikten yola çıkılarak bir 'odak noktası' olarak tanımlanabilir. Bu da günümüzde 'meydan' olarak adlandırılan alanların yeniden tanımlanması gerekliliÄŸini doÄŸurmuÅŸtur. Bugün ise meydanlar üzerilerine yapıştırılan 'açık alan' kimliÄŸinden öteye geçememektedir. Oysa ki açık alanlar da ancak üzerilerinde tanımlanan gerçek mekanlarla mümkündür, ÅŸüphesiz ki bu mekanlar insan ve ihtiyaçlarından bağımsız deÄŸildir. Öyle ise böylesine birey odaklı bir mekanının sınırlarını tanımlamak mümkün müdür?
Hızla deÄŸiÅŸen zaman, günümüzde kenti ve insanı da bu deÄŸiÅŸime tabi olmaya zorlamıştır. Mekanlar da insanlardan bağımsız düÅŸünülemeyeceÄŸinden onlar da bu deÄŸiÅŸimden payını alır. Bu deÄŸiÅŸim ise bugün akıllara 'dönüÅŸtürülebilir mekan' kavramını getirmektedir. Fakat dönüÅŸtürülebilir mekan sadece mekanın fiziksel dönüÅŸümü olarak algılanmamalıdır. Åžüphesiz ki bir mekan fiziksel özellikleri ne olursa olsun ancak içine yerleÅŸtirilecek gerçek bir 'iÅŸlev' ile mümkündür. Bu sebeple bu dönüÅŸüm artık fiziksel bir deÄŸiÅŸimden çok, iÅŸlevsel bir deÄŸiÅŸim olarak adlandırılabilir. İşte tam da bu noktada tasarlanan yapının iÅŸlevsel parçacıllığı göze çarpmaktadır. OluÅŸturulan mekan kurgusuna göre yapı, kendi içinde 4 parçadan oluÅŸmakta, bu 4 parça ise yine 4 ayrı iÅŸlevi içinde barındırmaktadır. Beraber kurgulandığında birlikte çalışabilen bu mekanlar, ayrı ayrı kurgulandığında ise farklı iÅŸlevlere tekil olarak hizmet verebilmektedirler. Öyle ki mekan ihtiyacı bir pazar yerinde doÄŸduÄŸunda çay-simit yenilen bir büfeye, ya da bir plaj da soyunma kabinine ve hatta bir kent meydanı veya ara sokakta çatı örtüsü ve altında bir yeÅŸil alana dönüÅŸebilmektedir. Bu durumda mekansal ihtiyaçların insan doÄŸrultusunda oluÅŸması noktasında dönüÅŸtürülebilir mekan kavramına yeni bir bakış açısı getirmektedir.
İstanbul gibi metropoller içinde birden fazla odak noktasını içinde barındırmaktadır. Bu odak noktaları içinde Eminönü, Sirkeci, Taksim, Galata veya BeÅŸiktaÅŸ ve Karaköy gibi önemli kent parçaları yer almaktadır. Bu parçalardan bugün kullanıcı profilinin en deÄŸiÅŸken olanlarından biri Karaköy'dür. Bu sebeple proje alanı olarak seçilen Karaköy Meydanı tasarımın deÄŸiÅŸken kimliÄŸine uyum saÄŸlayacak niteliktedir. Öyle ki mekansal ihtiyaca göre iÅŸlevsel ve mekansal olarak çoÄŸalıp dağılan hatta parçalanan bu yapı Karaköy'ün dinamik kullanıcı profiline türeyebilen yapısı ile hizmet verebilecektir. Böylesine devingen kurguya sahip bir mekan ancak yapısal ve iÅŸlevsel özelliklerinin de bu devingenliÄŸe ayak uydurmasıyla mümkündür. Bu noktada tasarımın fiziksel ve mekansal sürdürülebilirliÄŸi önem kazanmaktadır. Kullanıcısının ve iÅŸlevinin dönüÅŸen yapısıyla varlığını koruyan bu mekan yalnızca doÄŸaya ve kurgulanacağı çevreye minimum ölçüde zarar verecek ÅŸekilde tasarlanmasıyla deÄŸil, kullanıcısının deÄŸiÅŸken ihtiyaçlarına cevap verebilecek iÅŸlevsel geri dönüÅŸümüyle de geri dönüÅŸüm kavramına yeni anlamlar yüklemeyi amaçlamaktadır.









